Nisan 26, 2011

ağustos, titreme, su, oluk

ağustosta gelen titremenin
aslen ne ağustos'la ilişkisi var ne üşümeyle

öyle bir titreme ki o
her şeyden habersiz uyuyan ben
ben, ince metal levhadan bir beden
üzerime düşen bir avuç demir boncukla nasıl sarsılmıştım o yaz günü

öyle bir titremeydi ki o
ömürlük armağan.
yanlış yataklarda yaşanan illegal ve zamansız titremeler gibi
suyun yanlış oluğa akması gibi

sahi neden o oluğa aktı su?

fark etmez mi onun için aktığı oluk?

ya da aynı mıdır her oluğun tadı?

neden o oluk diyorum! neden?
ben ne yapıyordum o anda misal?
bir ses duydum mu?
saatler kaçı gösteriyordu?
kaç hayat bitiyor kaç hayat başlıyordu?

insan aynı olukta kaç kere yıkanır?
sorarım size ey efrad!
yok mu bir cevabınız?

Hiç yorum yok: