Şubat 08, 2010

kötü şarap

götür beni o banka!
ortaköy'e değil
yokuş aşağı inip
gittiğimiz o saklı
yarısı kırık banka
iki kişi yan yana
sığılamayan
ancak yek vücut
sığılan, götür
dedim, o banka
bir şişe kötü
kırmızı şarap
bardaksız, ekşi,
götür, tut elimden
eteğimden
ah, götür yine
aynı bahara
sar belimden
götür o ağaçlı
banka, tel tokamı
düşür yere, kuma
arat yine, saçım
dağınık, eteğim
dalga dalga
götür beni
o banka

özledim.
nisan akşamı.
o kötü şarap
eksik sadece
manzara'da.

10 yorum:

Hum? dedi ki...

Öyleyse Furuğ'dan gelsin:

"zaman geçti
zaman geçti ve saat dört kez çaldı
dört kez çaldı
bugün aralık ayının yirmi biridir
ben mevsimlerin gizini biliyorum
ve anların sözlerini anlıyorum
kurtarıcı mezarda uyumuştur
ve toprak, ağırlayan toprak,
dinginliğe bir belirtidir.

zaman akıp geçti ve saat dört kez çaldı

sokakta rüzgâr esiyor
sokakta rüzgâr esiyor
ve ben çiçeklerin çiftleşmesini düşünüyorum
cılız, kansız saplarıyla goncaları,
ve bu veremli yorgun zamanı
ve bir adam ıslak ağaçların yanından geçiyor
damarlarının mavi urganı
ölü yılanlar gibi boynunun iki yanından
yukarı süzülmüştür
ve allak bullak şakaklarında o kanlı heceyi
yineliyorlar
-selam
-selam
ve ben çiçeklerin çiftleşmesini düşünüyorum"

Vivien Skylark dedi ki...

hum?: ey yeşil
baştan aşağı yeşil!
aşık ellerime bırak ellerini
yakıcı anılar gibi
ve dudaklarını
varlığın sıcak duygusu gibi
aşık dudaklarımın okşayışına bırak

rüzgar bizi alıp götürecek
rüzgar bizi alıp götürecek
...

yersiz bir başkaldırı bu, farkındayım.
"farkında mısın yandığının?"daki gibi. hatırladın mı?
bir kamera bulup fotoğrafları ucuca ekleyelim ve saniyede tam 24 kare aksın. ne eksik ne fazla.
ya da bir onat kutlar bulalım, filmi unut, boşver, dedin ya sen dün gece, kitap yazmalı...

Hum? dedi ki...

Dünya iki günlük...
Bırak bunları, gel, sahile inip dondurma yiyelim ilkbaharın.

Vivien Skylark dedi ki...

hum?: ilkbaharın-gelişin-ilkbaharın. tuhaf bir aruz ölçüsü gibi sanki. failatün failatün failün. ama dur, ben şimdi arus'u düşünüyorum, şeb-i arus'u.

dondurmadan sonra kireçburnu'na koşacaksak
bana süt mısır alacaksan
ağrı kesicilerden sarhoş olacaksam
ve en önemlisi
ilkbaharsa
gelirim!

Hum? dedi ki...

Hatta bir de Ataol'dan gelsin;

"Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği"

Kendini şart koşacak durumda hissediyorsan, peki, neden olmasın...

Vivien Skylark dedi ki...

hum?: "gümrah" der, susarım o vakit.
önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah /sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
...

Vivien Skylark dedi ki...

hum?: ya da bırak bunları, boşver. çok yoruldum. çay ısmarlasam sana, içer misin?

Hum? dedi ki...

Çay içmem, tadım bozulur...

sence? dedi ki...

güneye göç eden dostlarıma kanıp
güneşe uçmayı hayal eden
tek kanadı kırık
çakır bir güvercinim.

beyaz tüylerimin arasında beliren karalar,
minyatür kayalardan oluşan yaralar
ve de dillerde kalmış sönük bir ihtişamdır
tek mirasım.

Vivien Skylark dedi ki...

sence?: şiir için teşekkür etmedim ben. teşekkür ederim.